Gittiğim en kötü ciğerci Bahattin. Ayran yayık filan değil, bol sulu (bizde buna göğleme denir). Üzerine köpük koyup ittirelim der insan. Ama baktım, kimi müşteriye köpüklü kimisine direk sulu yoğurtumsu bişey... Garsonların birbirinden haberi yok. Mezelere gelelim, öyle çoğul konuştuğumuza bakmayın soğanın her türlüsünü mezeye diye sundular. Sade yoğurda az biraz nane... Meze + ler bu... Ama sınırsız, Allah var. Söylerseniz sınırsız. Takip filan yok, göz teması kurduğun her garson başını yere, sağa sola, duvara, tavana dikiyor.
Gelelim asıl yemeklere; 7 adet şiş, ciğer yürek, et fark etmeksizin 430 TL. Ama yürek istersen yok. Sadece ciğer ve et şiş var. 10 şişlik servisler rutindi ama etler küçük olur, burada etler bldiğin kuşbaşı, yani büyüktü. O yüzden 10 şişe bedeller. Lezzet, pişirme oranı vs iyi. Tek sevdiğimiz, restoranın ana ürünü oldu.
Mumbar dedik yokmuş yine... Köz sarımsak niye yok dedim hemen getirelim dediler ama ocakbaşı kızmış belli, yanık geldi. Bir de küçük ama önemli bir tavsiye onlara; çin sarımsağı değil yerli sarımsak kullanın. Çin sarımsaklarının tamamı tohuma dönmüş durumda, içinde nohut kadar sarımsak var yenebilecek... Hatta çin sarımsağı ile ilgili bir sürü şey var. Hakkaten çoğuna katılıyorum. Zeytinyağında bekletin mesela, şaşırısınız...
Ya ekip yorgun, ya usta izinde bilmiyorum ama eksik ve yavan mezelere rağmen et türü fena değil. Para kalite oranı düşük maalesef...